Eurovision ve Bülent Özveren milliyetçiliği

1 Eylül 2010, Çarşamba

Eurovision ve Bülent Özveren milliyetçiliği

31 Mayıs 2010

Mustafa Kuleli

mustafakuleli@evrensel.net

Eurovision heyecanı önceki gece yine pek çok evi sardı. Tamam, belki eskisi gibi bir ‘milli mesele’ değil bu yarışma. Ama yine de ilginç, eğlenceli ve doğası gereği Avrupa halklarını yakınlaştıran bir organizasyon Eurovision. Ki bizim gibi, ekseriyetle sadece Türkiye sahneye çıkacağı zaman ve oylama sırasında TRT’yi açan bir millet için, pek de önemi yok galiba bunun(!)

Benim takip ettiğim yıllarda Türkiye’nin genç müzisyen kuşağı bir birincilik, bir ikincilik, bir üçüncülük, üç tane de dördüncülük aldı Eurovision’da. Dolayısıyla artık Türkiyelilerin ‘Bizi sevmiyorlar, bize oy vermeyecekler’ kompleksinden uzaklaşması gerekir aslında, değil mi?

Ama uzaklaşmayan biri var: Yıllardır bu organizasyonu TRT adına izleyen ve spikerliğini yapan Bülent Özveren.

O, komşunun komşuya oy vermesine karşıdır. Komşuların benzer kültürlere sahip olması hiç önemli değildir onun için. Birbirine oy veren komşu ülkelere kıl olur. Bunun tek bir istisnası vardır, Türkiye’nin Azerbaycan’a, Azerbaycan’ın Türkiye’ye oy vermesi!

Aslında ben, bu birbirine oy verme meselesinde günün birinde Özveren’in bir aydınlanma yaşayıp, “Yahu biz ne biçim bir ülkeyiz ki hiçbir komşumuz bize oy vermiyor?” demesini bekliyorum içten içe. Daha çok beklerim herhalde…

Sonra Özveren, puanlama sırasında başka şekillerde de çirkinleşir. Önceki gece mesela, Bulgaristan Türkiye’ye yüksek bir puan verince “Aferin Bulgaristan!” deyiverdi gayriihtiyarî. İşte tam imparatorluk kafası! Hâlâ, Osmanlı artığı, küçük, etkisiz ve gölgede kalmış bir ülke olarak gördüğü Bulgaristan’a “Aferin”i çakıyor, Osmanlı mirasçısı ülkenin devlet kanalının ağabey spikeri.

Ve bir de özel Ermeni düşmanlığı vardı ki, burada yazarken hicap duyuyorum. Ermenistan’ı temsilen Eva Rivas’ın söylediği “Apricot Stone” (Kayısı Çekirdeği) adlı parçanın Ermeni halkının yaşadığı en büyük trajedi olan 1915 olaylarıyla ilgili olması Bülent Özveren’i kızdırdı. Şarkıdaki “Bana anayurdumdan geri verilen elimde saklı kayısı çekirdeği / Kayısı çekirdeği, onu donmuş toprağa düşüreceğim / Bırak, onun yetişmesine izin ver / Bana anayurdumdan geri verilen kayısı çekirdeği” sözleri için Özveren, "O kayısı çekirdeğini kendi vatanına gömsün" dedi.

Böylece öğrendik ki, Türkler dışındaki halklar, atalarının yaşadığı yere “ana yurt” demek için Özveren’den izin almalı…

İşte böylece bu renkli, eğlenceli, heyecanlı gece, TRT spikerinin banal milliyetçiliğinin gölgesinde sona erdi maalesef. Geriye ise twitter’da yazılan mesajlar kaldı. Bari onlarla bitirelim, gülümseyelim:

TWITTER’DA EUROVISION GECESİ TOP-5
ahmethc:

şimdi o kadim espriyi yapmanın tam zamanı: almanya kazanırsa biz de kazanmış sayılacak mıyız? (Ahmet Hakan)

yildirimhazal:

bence manga’nın sahneye "robot kız" koymaktaki amacı "robot denen şeyden haberimiz var, sandığınız gibi deveyle gezmiyoruz" mesajı vermekti.

cerenkenar:

ulan herkes komşusuna oy verir, biz ne meymenetsiz ülkeyiz ki komşumuz bile oy vermiyor…

zeynepcetinkaya:

ingiltere ada ülkesi yazık komşusu yok, oy alamadı.

notredamedesion:

TÜRKİYEYİ TEBRİK EDİYORUM AZERİ KARDEŞLERİMİZ DE ÇOK BAŞARILIYDI SAVAŞÇI MİLLETTİK SANATÇI MİLLET OLDUĞUMUZ DA GÖRÜLDÜ (Nazlı Ilıcak)