‘Sahnede bir olabiliyorsak, bu toprağın üzerinde de bir olabiliriz!’

4 Ocak 2011, Salı

Hayat Dergi - Aralık 2010

SÖYLEŞİ: MUSTAFA KULELİ

mkuleli@hayattv.net

Sertab Erener, Aynur Doğan ve Ayşenur Kolivar… Aynı sahnede, kendi dillerinde şarkı söylüyorlar…

Rüya gibi değil mi? Rüya değil ama… 6 Kasım günü Biriz projesi kapsamında bu üç büyülü ses, 6 inançtan ilahiler okuyan Antakya Medeniyetler Korosu’yla beraber sahne aldı.  Bir düş gerçek oldu.

Projenin sahibi Demir Demirkan’ın  "Sahnede bir olabiliyorsak, bunu bu toprağın üzerinde de başarabiliriz” diyerek giriştiği projede amaç, etnik bütünleşmeyi anlatmak.

Biz de bu projeye can veren ve ‘bir olma’ isteğimizi tekrar vurgulayan bu dört sanatçıyı yeniden bir araya getirerek sanata, hayata ve siyasete dair görüşlerini aldık…

AYNUR DOĞAN: GEÇMİŞİMİZ ÖTEKİ OLMALARLA DOLU!

- Projeden nasıl haberdar oldunuz?
Teklif, projenin sahibi Demir Demirkan'dan geldi. Bu ülkenin sanatçılarının, müzisyenlerinin, aydınlarının, siyasetçilerinin ve sivil toplum örgütlerinin bir araya gelip, bir birliktelik oluşturması toplum için çok önemli. Çünkü biz bir araya gelmeyi başarabiliyorsak, toplumları da bir araya getirebiliriz.

-"Biriz" ismini duyunca ne düşündünüz?
Geçmişimiz öteki olmalarla dolu ve birliği en çok özleyenlerdeniz. Zaten birlik duygusu benim inancımın da temel taşıdır, dolayısıyla bu isim ve içerik bende hemen yerini buldu. Ve tüm bunların yanında projedeki özel ve başarılı müzisyen arkadaşlarla beraber aynı sahneyi paylaşmak ayrıca keyifliydi.

-Ben de tam bunu soracaktım: Hazırlık süreci nasıl geçti? Sertab Erener ve Ayşenur Kolivar’la çalışmak nasıldı?
Projeden yola çıkarak belirli şarkılar seçtik, Demir, Sertab ve ben şarkılar üzerinde hemfikir olduk. Ben turnede olduğum için provaları son iki gün içinde gerçekleştirdik. Ayşenur tanıdığım ve sevdiğim bir arkadaşım. Sertap Erener gerçekten bizim yılardır takdir ettiğimiz bir müzisyen. Disiplinli, işiyle arasındaki bağı iyi koruyan, kaliteli işlere imza atmış, başarılı bir müzisyen ve yorumcu. Özellikle Demir Demirkan'ın düzenlemeleriyle ve  Sertab'ın eşliğiyle şarkı okumak ayrı bir zevkti...

-Sahnede neler hissettiniz?
Çok eğlenceli ve güzeldi. Her birimiz sahne üzerinde büyük keyif aldık. 

-Kimlik sorunlarının çözümünde, demokratik bir ülke yaratma sürecinde kadınlara düşen özel bir rol, bir görev var mı peki?
Aslında herkes büyük bir çaba sarf ediyor ama demokrasi sürekli gümrüğe takılıyor. (Gülüyor)  Söz konusu demokratikleşme olunca herkese görevler düşüyor. Kadınların buna en çok ihtiyaç duyan unsur olduğu kesin. Çünkü kadınlar haksız yaşamın başını çekenlerdir. Dolayısıyla kadınların hakkını araması ciddi bir başlangıçtır ve bunun temel ihtiyacı bilinçlenmedir.  Çünkü kadın tenine biçilen kılıflar yapıştırılmış, çıkarılamıyor... Ne zaman kendi kılıfının farkına varırsa o zaman uyanacaktır kadın...

-Yıllar önce risk alarak Kürtçe söylemeye başladınız. Şimdi sanki Kürtçe söylemek kolaylaştı ve popüler oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizi rahatsız ediyor mu?
Bana da çok rahatlamış gibi gelmiyor. Şu anda önceki yıllara göre daha rahat söyleniyor olabilir, yani resmi olarak bile yasak olmayabilir ama pratikte bunun için üretilmiş bir çözüm yok. Sadece bir yasayı ortadan kaldırarak sorun çözülmez, bu yasanın yürürlüğünü de kontrol etmek gerekir.  Kürt müzisyenleri kendi imkânlarıyla albümlerini yapıp, olanaksızlıklar içinde konserler verip bunun üzerinden hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Zaten Kürt müziği için telif ödenmiyor, kimse sponsor da olmuyor, bilet satışlı konserler ile salon kiralarını bile çıkaramıyorlar, çünkü sanırım dünyanın en az sayıda ve en pahalı konser salonlarına sahip bir ülkeyiz, şimdi Kürt müziği gerçekten serbest mi sorusunu herkes tekrar düşünmeli bence...

-Ekonomik eşitlikten de mi bahsetmeliyiz?
Eşit haklara sahip bir yurttaşlık iddia ediliyorsa, hakkaniyetli olmalı! Yani bizimkisi tıpkı kendi köyümüzden çıkıp diğer köye şarkı söylemek oluyor... Durum bundan ibaret. Sadece rahat şarkı söyleyebiliyoruz ama maddi olarak karşılıksız... Herkes her şarkıyı her yerde istediği gibi kullanıyor ama Kürtçe olduğu için eser sahibinden izin alma gereği bile duymuyorlar. Hatta çoğu zaman sanatçının bakış açısına uymayan yerlerde bile eserleri kullanabiliyorlar…

AYŞENUR KOLİVAR: BİR OLDUĞUMUZ İÇİN Mİ HRANT DİNK’İ ÖLDÜRDÜK?

-Sizin açınızdan nasıl geçti Biriz projesi?
Demir beni ilk aradığında açıkçası şaşırdım. Demir Demirkan, Sertab Erener gibi popüler isimlerin içinde yer alması ayrıca dikkatimi çekti. Proje nedir, ne değildir anlamaya çalıştım. Başlık güzel ama dertler çok da ortak olmayabilir diye düşündüm. Sonra Demir’in hassasiyetlerini görünce çok mutlu oldum.

-Tam olarak kaygınız neydi en başta?

Derdimi duygularımı anlatamayacağım bir ortam olmasından korkmuştum. “Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan bu günlerde” lafını çocukluğumdan beri sık sık duydum ve bunu söyleyen ağızlar neler yaptılar bu ülkeye. Bu yüzden “biriz” lafına mesafeliyim. Ayrıca bir olduğumuzu da düşünmüyorum. Bu bir niyet.  Ama biz, bir olduğumuz için mi Hrant Dink’i öldürdük? Bir olduğumuz için mi bazı insanlar aç. Bir olduğumuz için mi insanlar acılar çekiyor? Evet, özünde birmişiz ama biz bunu bozmuşuz. Biriz, biriz diyenler bozmuş üstelik. Şimdi inatla yeniden “Hayır biz biriz!” demek çok güzel. Çünkü bir olmak istiyoruz demek aslında bu.

-Sertab Erener gibi çok popüler bir sanatçının bu projede yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok tepki almış: İnternet sitelerinde “Bir daha da Sertab dinlemem” diyen yorumlar, “Bizim paramızla nasıl Kürtçe söylersin” diyenler, “Sen Diyarbakır’a konsere de gidersin” yazanlar… Sanki Diyarbakır bu ülkenin bir parçası değil.

-Risk mi aldı Erener?
Evet, meğer ne büyük riskmiş bu kendi kitleleri açısından. Açıkçası takdir ettim. Biz yıllardan beri sol etkiliklere katılıyoruz elbette ama aynı şey değil ki onlar için. Radikal bir çıkış Sertab ve Demir için.

-“Ortam rahatladı şimdi herkes söylüyor” diyor bazıları, katılır mısınız?
Yok, olur mu hiç? Baksanıza Sertab’a hala nasıl tepki gösteriliyor. Ben Lazca, Rumca söylüyorum diye Karadeniz’de konser veremiyorum hala.

-Bir dakika, nasıl yani? Lazca söylediğiniz için Karadeniz’de mi konser veremiyorsunuz?
Evet, aynen öyle.  Karadenizlilerden tehdit alıyorum ben, “buraya gelemezsin, burada konser veremezsin” diye. Ama hiç umurumda değil. Ben mutluyum, inandığım işleri yapıyorum.

-Açıkçası Karadeniz’de Lazca söylemenin Kürtçe söylemekten daha tehlikeli olacağını hiç düşünmemiştim…

Adam konserimi iptal ediyor, diyor ki “Siz o bölücü dilde burada şarkı söyleyemezsiniz!” Güler misin ağlar mısın? Anlayamıyorum, algılayamıyorum…

DEMİR DEMİRKAN: KENDİMİZİ BU ŞEKİLDE SEVELİM

-Bu projenin fikri nasıl ortaya çıktı? Neden böyle bir proje yapma ihtiyacı hissetiniz?
Proje zaman içinde son halini buldu. İlk başladığımda daha çok Türkiye-Avrupa entegrasyonu tabanlıydı. İlerledikçe aslında kendi ülkemizdeki entegrasyonu taban almak bana daha doğru geldi. Öz bütünlük sağlandığı takdirde ilişkilerimizin birey olarak da toplum olarak da daha doğru ve geçerli olacağını düşünüyorum. Bu fikirler üzerinden bir müzikal proje düşündüm ve İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olma yılı bunun için çok doğru bir zamanlamaydı. Çeşitlilik üzerinden derin bir birlik olma konusunu uzun zamandır inceleyip düşünüyordum. Benim üretim dilim müzik olduğu için de ortaya "Biriz" çıktı.

-Bugünkü durumda sizce gerçekten "bir" miyiz?
Henüz çeşitliliklerimizin farkına varıp kabul etmeyi öğreniyoruz toplum olarak. Bu bizde olan bir yetiydi zaten ama şimdi tekrar hatırlıyoruz. "Bir" olma hali karar verip de o şekilde davranmayı idealleştirmekle olacak bir şey değil. Gereken sadece toplumumuzun çeşitliliğini ve derinliğini kabul etmek ve kendimizi bu şekilde sevmek.

-Herkesin eşit haklarla "bir" olabilmesi için sanatçılar ne yapabilir?
Sanatçının insani duyarlılığıdır önemli olan. Eşit hakları savunmak için sanatçı da olmaya gerek yok açıkçası. Gözlem yeteneği, muhakemesi ve duyarlılığı, sıradanlığın üstüne çıkmış her birey doğal olarak eşitliği ve çeşitliliği benimseyip, ayrımı ve çatışmayı reddedecektir.


* mkuleli@hayattv.net

 

Toplam Yorum: ...
captcha
Resimde gördüğünüz harfleri yukarıdaki alana giriniz