AK Parti, medyalamaları ve psikolojik savaş

Mustafa Kuleli
30 Haziran 2011, Perşembe

30 Haziran 2011

MUSTAFA KULELİ

kuleli@evrensel.net

Seçim dönemlerinde, gazeteleri taramak moral bozan bir iş haline geliyor. Her biri maksatlı haberler, yorumlar, fotoğraflar sayfaları dolduruyor. Manşetler bir psikolojik harbin silahları olarak okura doğrultuluyor…

Yansız olmalarını beklemiyorum elbette. Zaten hangi gazetenin hangi partiyi desteklediğini bilmeyen yok. Ama işte seçim döneminde öyle çığırından çıkıyor ki bu iş, ülkenin geleceğinden endişe eder hale geliyorum.

Örneğin Kürt sorununda, CHP’nin kayıtsız tavrı yıllar boyu eleştirildi. Şimdi bölge illerine giden, ‘Kürt’ diyebilen yeni bir başkanı var bu partinin. Fena mı? Müteşekkir olacak halimiz yok elbette. Hayat kendi gerçekliğini dayatıyor. Ve gerçek devrimci. Kürt halkının on yıllardır süren mücadelesi Türkiye’yi değiştirdi. Bunu göremeyenler gidiyor ve yerlerine yenileri geliyor. Ama gelenler ufacık bir adım atmaya kalktığında hemen goygoycular devreye girecekse nasıl olacak ki bu işler? Nasıl çözülecek Kürt sorunu?

Kılıçdaroğlu Hakkâri’de Avrupa Konseyi’nin ‘Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın bütünüyle uygulamaya koyulabileceğini söyledi mesela. İnsanlık için küçük, CHP için büyük bir adım! Hemen başladılar ‘CHP meydanı doldurmak için Kürtlere özerklik sözü verdi’ diye. Üstelik AK Parti programından daha ileri bir şey söylememişken Kılıçdaroğlu... Bu bile yetti.

Alıştıkları ‘biz demokratız, bunlar darbeci’ şablonu bozulunca keyifleri kaçtı herhalde. Bir onlar demokrasicilik oynayacak! Kürtler Tayyip Erdoğan gelince umursamayıp, Kılıçdaroğlu gelince meydana çıkarak mesaj verince, AK Partililerin ‘Biz Güneydoğu’nun birinci partisiyiz’ saçmalığı da tedavülden kalktı. Yerine ne geldi? ‘Ergenekon ve PKK işbirliği yapıyor’ saçmalığı. Ne diyeyim bilmiyorum ki?

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan açıklama yapıp PKK ile Ergenekon’un gizli planlar yaptığı yönündeki haberleri yalanlıyor ama bunlar aynı sakızı çiğnemeye devam ediyor. Neden? Çünkü AK Parti ve medyalamaları bir psikolojik harekât yürütüyor. Siyasal iletişim ya da algı yönetimini aşan bir şey bu...

‘Bir gazeteci bu konuyu gündemde tuttu, Gelecekte de bedelini çok ağır ödeyecekler tabii’ diyen ‘demokrat’  Başbakan’ın yandaş medyası böyle olur işte…

Ne demişler? Böyle başa böyle tarak.