İşçi sınıfı internetle güçlüdür

14 Aralık 2010, Salı

29 Kasım 2010

Mustafa Kuleli

kuleli@evrensel.net

Eric Lee, 1998’de, tüm dünyadaki işçilerin, sendikacıların birbirinden haberdar olması ve uluslararası kampanyaların kolaylıkla örgütlenebilmesi için bir “topluluk medyası” olarak LabourStart’ı kurdu. (labourstart.org) Bu site, gönüllülük üzerine kurulmuş bir çevrimiçi haber ağı. Ve bugün 30 dilde yayın yapıyor. Sloganı “Sendikacıların nette güne başladıkları yer” olan LabourStart sermayenin bilgi üzerindeki kontrolünü, tekelini kırmak, sınıfın doğrudan iletişimini sağlamak için önemli bir mecra.

İşte bu sitenin kurucusu, yaratıcısı Eric Lee, hafta sonu “İnternet Teknolojilerindeki Gelişmeler, Yeni Medya Araçları ve İşçi Hareketine Sunduğu Olanaklar” çalıştayı için İstanbul’daydı. (Bir söyleşi yaptık, yakında internetten yayınlayacağız.)

Kısa da olsa sohbet etme olanağım oldu kendisiyle. İlginç şeyler söyledi.

Mesela “İnternet, sanılanın aksine yüz yüze ilişkiyi azaltmıyor. Bilakis, daha fazla kişi, grup, ağ tanıyoruz internetten ve sonra onlarla yüz yüze de geliyoruz” dedi.

Hep birlikte çalışmaya imkân veren teknik altyapının, işçileri nasıl birer muhabir / editör haline getirdiğini anlattı.

LabourStart 30 dile yayın yapma olanağı verdiğinden, kendiliğinden Avrupa-dışı işçilerin sesi olduğunu ve sendikal elitlere hitap eden sitelerden ayrıştığını vurguladı.

Ve Facebook. “500 milyonun üzerinde kullanıcısı olan bir yeri görmezden gelemezsiniz” diyor Eric Lee: “Sosyal ağlar dikkate alınmalı…” Hemen hatırlatayım Facebook’un Türkiye’deki kullanıcı sayısı 23 miyon 823 bin.

Soruyorum: Peki ya e-posta? Önemi kalmadı mı artık? “Hayır” diyor. “E-posta hala revaçta ve kampanyaların duyurulmasında kilit öneme sahip. Partiler, sendikalar, sosyal hareketler insanların e-posta adreslerini toplamalı, tasnif etmeli ve kullanmalı.”

Online (çevirimiçi) aktivizmle ilgili pek çok eleştiri de var. Kabaca, internetteki çalışmanın “sanal” olduğu, işyeri ya da mahalle çalışmasının yerini tutmayacağı söyleniyor. Lee, bu tartışmanın her yerde yapıldığını ve aslolanın geleneksel sendikal yöntemler, işçilerin mücadeleden öğrendikleri ve internetin imkânlarını birleştirecek modeller kurmak olduğunu belirtiyor…

* * *

Eric Lee konuşurken onlarca fikir geçiyor zihnimden. Ortalama yaşın 26 olduğu bir ülkede online aktivizmin nasıl bir anda yayılabileceğini düşünüyorum.

2008’de Yunanistan ve İran’da, bu günlerde İtalya ve Britanya’da gençlerin-öğrencilerin yaptığı sokak gösterileri Twitter, Facebook gibi sosyal ağlar üzerinden örgütlendi. Oturduğu yerden ekrana “no tayyip” yazıp paylaşanlarla karıştırılmasın; güvenlik güçlerini atlatarak, seslerini günlerce tüm dünyaya duyurmuş, üniversiteleri işgal etmiş, yeri geldiğinde polisle çatışmış insanlardan bahsediyorum.

Öyle ki, İngiltere’nin en üst düzey emniyet yetkilisi Sir Paul Stephenson, son iki hafta içinde düzenlenen büyük çaplı öğrenci eylemleri karşısında aczini “Oyunun kuralları değişti” diye ifade ediyor. Çünkü polis, sosyal ağlar üzerinden örgütlenen-planlanan eylemlerin liderlerini bulamıyor…

* * *

Velhasıl dünya değişiyor, iletişim olanakları baş döndürücü bir hızla artıyor. Ve bu olanakları kullanmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Çok yakında gazetemiz Evrensel için de sevindirici gelişmelere tanık olacağız. Mutluyuz, heyecanlıyız…

Şimdilik sadece şu kadarını söyleyeyim, beklediğimize değecek…

twitter.com/mkuleli